Zeki Alasya ile Metin Akpınar, Hababam Sınıfı'nda oynamayacaklarını söyleyince, Tarık Akan kadroya alındı, gazete ilanıyla yeni oyuncular bulundu
Yeşilçam olaylara gebedir. Yeşllçam doğurgandır. Bazen büyük patlamalara tanık oluruz, bazen de olaylar duyulmadan yok olup gider. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ikilisinin Arzu Film'den ayrılıp serbest çalışmaları da su yüzüne yeni çıkan olaylardan biri, hatta son günlerin en çak konuşulan konusu. Bilindiği gibi Arzu Film, kollektif çalışmanın en iyi örneğini veren bir şirkettir. Her projenin kararını birlikte almış, çalışmaları birlikte yürütmüşlerdir, yürütmektedirler. Fakat şimdi bu ekipten iki kişi eksilmiştir. Bu ikili başka şirketlere film yaparken, Arzu Film'de çalışmaları artık olanak dışı görünmektedir. Bu olanaksızlık da, Ertem Eğilmez'in starlarla çalışmama prensibinden ötürüdür.
Arzu Film'in sahibi, yönetmen Ertem Eğilmez, bundan böyle Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile çalışmayacağını söyledi
Ertem Eğilmez, «Ben starlarla çalışmam» derken, Zeki Alasya ve Metin Akpınar, «Ertem Bey bu sözüyle çelişkiye düşüyor» deyip Tarık Akan'ı örnek gösteriyor, «Tarık'la niçin çalışıyor, o da star değil mi?» diyorlar. Ve konuşmalar uzayıp gidiyor.
Biz en iyisi yine kendilerine kulak verelim. Önce Ertem Eğilmez'i dinleyelim:
- «Ben prensip olarak starlarla çalışmıyorum. Zeki ve Metin de star oldukları için çalışmamız olanaksız. 'Tarık Akan star değil mi?' diyeceksiniz. Tarık benim için star değil. Emel Sayın da öyle. Çünkü star, prodüktöre istediğini yaptıran, istediğini alan kimsedir. Fakat Tarık, ne yapacağını bana sorar. 'Şu paraya oynayacaksın' dersem 'Hayır' demez. Kemal Sunal da öyle... Emel Sayın, para almadan bir film yapmayı teklif ediyor. Ama Zeki ve Metin ikilisi star oldular, teklifler alıyorlar. Benim her yaptığımda, her çıkardığım, imkan verdiğim artistte keramet var gözüyle bakıyorlar piyasada. Kerameti burada aramak ne kadar aptallık! Bir parçacık kafası çalışan adamın, kerametin bunlarda değil, işin kökeninde olduğunu anlaması lazım. Bir kişinin beyninden çıkan filmlerin yapıldığı devir çoktan geçti. Kollektif çalışmalara yönelmektir tek çıkar yol. Biz de öyle yapıyoruz. Şimdi Metin'le Zeki'ye 50 bin lira veriyorlar. Ben onların ağabeyi olarak bu kazançlarına mani olamazdım. Bu parayı veren prodüktör çıkıyorsa çocuklar niçin almasın? Hatta fiyatlarını 75 bine çıkarmalarını bile söyledim. Ben onlara her türlü yardımda bulunur, fikir verebilirim yapacakları işler hakkında. Ama bir daha birlikte çalışmamız düşünülemez artık. Ancak kollektif senaryo çalışmalarımıza isterlerse katılabilirler. Bir de Zeki'nin rejisör olmak gibi bir arzusu var ve Arzu Film olarak yalnız yönetmenlik yaptırabilirim o kadar»
Zeki Alasya ile Metin Akpınar, ikili olarak çalışmak istedikleri için Hababam Sınıfı'nda oynamayacaklarını açıkladı.
Bir de Zeki Alasya'ya kulak verelim. Bakalım neler anlatacak:
- «Bu kopmanın nedeni 'Hababam Sınıfı'nda oynayıp oynamamamız değil. Kopma 'Hababam Sınıfı'ndan önce oldu. Arzu Film şirketinin geçen sene bizlerle, yani benimle, Metin'le, Kemal'le, Halil'le yaptığı gibi kollektif düzende çevrilmiş filmleri var. Örneğin; Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Mavi Boncuk gibi... Ki bu sonuncusuna iki tane de star katıldı. 'Hababam Sınıfı' da bu kollektif çekime dahildi. Fakat ben ve Metin 'Hababam Sınıfı'nın ön çalışmalarından önceki bir tarihte politikamızı 'Zeki Alasya-Metin Akpınar' ikilisi olarak saptamıştık. Ve bu politikamızı Ertem Bey'e açarak bu tip kollektif düzene gelecek sene katılmayacağımızı söylemiştik. Biz filmleri iyi-kötü iş yaptıran kişiler olarak - ki bunda Ertem Eğilmez'in büyük payı vardır - dışarıdan teklifler aldık. Ertem Bey bize bu paralelde bir teklif getirmeyince başka şirketlerin tekliflerini olumlu karşılayarak çalışmaya başladık. 'Mirasyediler' ikili çalışmamızın ilkiydi. Şimdi Osman Seden yönetiminde 'Besle Kargayı Büyüsün'ü çekiyoruz. Osman Seden'le de aramızda çok iyi bir kontak kurulduğu için bundan sonraki çalışmalarımızı da birlikte sürdüreceğiz. Gelen tekliflerden de dört tanesini değerlendirmeye tabi tutacağız. Bir şey daha var. Metin'le ikili olarak Melek Film'e çevirdiğimiz 'Mirasyediler' sinemalarda gösterilirken Ertem Bey, 'Mavi Boncuk' filmini karşımızdaki sinemada bir hafta daha uzattı. Hadi bu rastlantı diyelim. Ya şimdi Erman Film'e yaptığımız 'Besle Kargayı Büyüsün' filminin gösteriliş tarihi olan 21 Nisan'da 'Hababam Sınıfı'nı karşımızdaki ayakta oynatmak istemesine ne denir? Sonra Ertem Bey 'Starlarla çalışmam' demekle de çelişkiye düşüyor. Emel Sayın ve Tarık Akan star değil mi? Bu bir ticaret meselesidir. Şu komedi furyasında biz de nasibimize düştüğünce faydalanmak istiyoruz, o kadar. 'Bu ara ne kazanırsak kardır' gözüyle bakıyoruz bu işe. Bu çeşme her zaman akmayacağına ve bir gün kuruyacağına göre, bu davranışımızda kınanacak bir yön göremiyorum»
ababam Sınıfı'ndaki karakterler için amatör oyuncular bulunmak üzere gazetelere ilan verildi.
Metin Akpınar da Zeki Alasya'nın anlattıklarına aynen katıldığını söylüyordu. Bu ikili başka şirketlerin tekliflerini kabul edip «Starlıklarının ürününü toplarken Arzu Film yeni bir sorunla karşı karşıya kalmıştı. Bu olayların gelişmesinden önce «Hababam Smıfı»nda oynamaları kararlaştırılan Metin Akpınar ve Zeki Alasya'nın yerine yeni oyuncular bulmak gerekti ve bu nedenle gazetelere ilanlar verildi. Bu filmde, Ertem Eğilmez'e göre star sayılmayan Tarık Akan, Münir Özkul, Halit Akcatepe, Kemal Sunal ve Adile Naşit dışındaki bütün oyuncular tamamen amatörlerden seçilecekti.
Kemal Sunal, Münir Özkul, Halit Akçatepe, Hababam Sınıfı'nda Tarık Akan ve Adile Naşit'le birlikte rol alması kesinleşen oyuncular...
Arzu Film, «Hababam Sınıfı'nın ünlü tipleri; Tulum Hayri, Kalem Şakir, Refüze Ekrem, Hayta İsmail, İnek Şaban, Güdük Necmi, Dom Dom Ali ve Şaşı Kemal'i müracaatçılar arasından seçtikten sonra çekime geçecekti.
Dedik ya, Yeşilçam doğurgandır... Bugün olmayan, yarın oluverir Türk sinemasında. Dostların darıldığı, düşmanların kucaklaştığı sıkça görülür. Her olup bitene serinkanlılıkla bakmak gerekir. Yeşilçam bir dolu olaya gebedir. Günü gelir yazdıklarımıza kaldığımız yerden devam ederiz, anlatanlar çıktıkça...
Röportaj: Turan Aksoy (Ses Dergisi - 29 Mart 1975)