Cuma, Aralık 22, 2017

It's almost past 2017 and Paul McCartney is STILL a Rock-Star

Çocukluğumuzun Kahramanları - 1 Mister NO

Rock müzik dinleyicisinin "Kimse bilmiyor" sevinci

Eskinin Adamıyla Yaratıcı Yazarlık Atölyesi - 1. Bölüm: İçinizdeki Yazarı Uyandırın

Müzik Zevkinizi Kendiniz mi Belirliyorsunuz?

Çocukluğumuzun Kahramanları - 2 Baltalı İlah Zagor

Erkin Koray'ın "Çöpçüler" şarkısı nasıl ortaya çıkmıştı?

Eskinin Adamıyla Yaratıcı Yazarlık Atölyesi - 2. Bölüm: Asparagas Nasıl Yazılır?

Unforgettables Plak Serisi

BRUCE LEE'nin Öyküsü

Çocukluğumuzun Kahramanları - 3 KIZILMASKE

Bu videoda; Kaçak, Görevimiz Tehlike, Uzay Yolu, Doludizgin (Bonanza), Tatlı Cadı ve Komiser Columbo dizilerinin nostaljisini yapıyoruz

INTERNET Nostaljisi

Hayalet Görünce Ne Yapmalı?

Çocukluğumuzun Kahramanları 4 - Sihirbazlar Kralı MANDRAKE

Videoklipler Nasıl Ortaya Çıktı?

Yeşilçam'da Seks Filmleri Furyası

Çocukluğumuzun Kahramanları 5 - Kaptan Swing

Müzik Dinleme Alışkanlığımız Değişirken

Çocukluğumuzun Kahramanları 6 - Çelik Blek (Teksas çizgiromanı)

GIRGIR mizah dergisinin öyküsü

Gizemle Nasıl Başederiz?

Çocukluğumuzun Kahramanları 7 - Yüzbaşı Tommiks

Beatles Çılgınlığı - Müzik Tarihinde Bir Dönüm Noktası

Sosyal medyada paylaşılan matematik sorularının arkasındaki kandırmaca

Şarkı Sözlerinde Mutluluğun Formülü

DİKKAT: Bu video hassas insanlar için uygun olmayabilir

Çocukluğumuzun Kahramanları 8 - Barbar Conan

Turist Ömer Uzay Yolunda filminin öyküsü

Çocukluğumuzun Kahramanları 9 - Red Kid

Beyaz Kelebekler grubunun öyküsü

Ayla Dikmen'in öyküsü

Çocukluğumuzun Kahramanları 10 - Tenten

Eskinin Adamıyla Medya Maceraları

Eskinin Adamıyla Çizgiroman Nostaljisi- Türk çizgiroman kahramanlarına genel bir bakış

Çocukluğumuzun Kahramanları 11 - Tarkan

Bu video sohbetinde uzaylılar ve politikacılardan bahsedilmektedir. Hatta zekasına güvenenler için bir de bilmece var

Çocukluğumuzun Kahramanları 12 - Karaoğlan

'Beş Yıl Önce On Yıl Sonra' grubu

Dünyayı Kurtaran Adam filminini hatırıyor musunuz?

Plak toplamaya ve dinlemeye yeni başlayanlar için yararlı bilgiler bu videoda!

Çocukluğumuzun Kahramanları 13 - Yüzbaşı Volkan

Çocukluk arkadaşımız Pembe Panter

Magazin Nostalji - Ajda Pekkan'ın Sadece 6 Gün Süren İlk Evliliği

BEKLENEN ŞARKI Filminin Öyküsü

Barış Manço'nun 40 günlük ilk evliliği

Gazinolar: Bir Döneme Damga Vurmuş Eğlence ve Müzik Mekanları

Magazin Nostalji - Yabancı Basında Yeşilçam

ve huzurlarınızda The Muppet Show

illa ki Ferdi Özbeğen

Eskinin Adamı'nın Şimdiki Zamanla İmtihanı - Bu sohbette şiir, şarkı, videoklip.. Ne ararsanız var

Nedir Bu Nostalji Dedikleri?

Müzik - Magazin aleminde son durumlar nedir?

Çok Yorgunum, Beni Bekleme Kaptan - Cem Karaca'nın Öyküsü

Magazin Nostalji - Alaturka mı, aranjman mı? Plak mı, kaset mi?

Magazin Nostalji - Erkin Koray maçı kaybedince sahadan nasıl kaçtı? Cem Karaca gece maçına güneş gözlükleriyle çıkınca ne oldu? Barış Manço, Kurtalan Ekspresi nasıl dağıttı?

Rocky Filmlerini Nasıl Bilirsiniz?

Alkışlarla yaşar, yalnızdır piyanist - Bu bir Ferdi Özbeğen hikayesi

Ferdi Özbeğen - 1984 Şan Konseri 1. Bölüm

Ferdi Özbeğen - 1984 Şan Konseri 2. Bölüm

Bir Başkadır Ayten Alpman

Magazin Nostalji - Ünlülerin Uçan Daire Merakı

Plaklarda ve Fotoromanlarda Fenerbahçe

Magazin Nostalji - Barış Manço ve Seks

Zeki Müren'in Egzotik Maceraları

Bir Başkadır Ayten Alpman

Sen çok iyi bir insansın ama SENLE OLMAZ!

HOTEL CALIFORNIA şarkısının öyküsü - Sözlerinin tamamı, çevirisi ve yorumu

Pazartesi, Aralık 18, 2017

Sen çok iyi bir insansın ama senle olmaz!


Kadın zor günlerde omzuna yaslanacak ‘hoş bir adam’ın arkadaşlığını her zaman ister. Ama bu adam kadının gözünde asla ‘seksi ve heyecan verici’ bir
erkek olamayacaktır.



Siz aslında son derece efendi ve düzgün bir insansınız ama o kız sizi değil de öteki karaktersiz adamı seçti.

Bu duyguyu erkekler iyi bilir: Siz aslında son derece efendi ve düzgün bir insansınızdır. Yakışıklı ve kibar olduğunuzu söylemeye hiç gerek yok. Ama haftalardır peşinde 
koştuğunuz o kız sizi değil de öteki tipsiz ve yalancı adamı seçti. 

Neden? diye sorduğunuzda ise şöyle bir cevap alırsınız:
“Sen çok iyi birisin ama ben seni arkadaş olarak seviyorum..”

“Tanrım bu kadınlar ne kadar da garip?” diye düşündünüz. Dürüst ve kibar bir erkek istediklerini söylerler sonra da en alakasız tipleri seçerler. İlişkilerinin hep 
hüsranla sonuçlanmasına şaşmalı mı? 

“Şimdi hazır olun çünkü size duymaktan pek de hoşlanmayacağınız bazı sırları bir kadının ağzından duymak üzeresiniz…” diyen ‘Yahoo! Personals’ uzmanı April Masini konuyu şöyle açıklıyor:

Bir defa sizin ‘efendi’ bir adam olmanız kadınların indinde sıkıcı ve sıradan biri olacağınızı anlamına gelir. Sözlüğe bakın, bu kelimenin anlamı şöyle: uyumlu, sakin ve tatmin
edici. Yani hiç sıradışı bir tip değilsiniz, heyecan verici hiç değilsiniz ve .. maalesef seksi değilsiniz. Çünkü ‘efendi’ adamların ‘seksi’ olmaları pek rastlanan bir durum değildir. 


EFENDİ ADAM ‘İYİ ARKADAŞ’ OLUR, SEVGİLİ OLAMAZ!

Ama bir kadının ‘en yakın’ arkadaşı olarak, omzuna yaslanacağı ve diğer erkekleri çekiştirebileceği bir arkadaşa ihtiyacı da vardır ve şansa bakın ki bu arkadaşların da ‘efendi’ bir erkek olmaları tercih edilir. 

Bu tür ‘efendi’ adamlar kadına pek de heyecan vermiyor. O zaman da ‘kimya’ tutmuyor. 

Lütfen yanlış anlamayın: kadınlara yanlış davranıyor değilsiniz. Saygısızlık falan ettiğiniz de yok. Ama hoşlandığınız kadın size “Çok hoş bir insansın ama..” diyorsa,
kendinize biraz daha fazla saygı duymanız gereken bir durumdasınız demektir. 


Kadına pek de önem vermeyen bencil adam, niçin en sonunda kadını elde eden adam olur?

Cevap çok basit: ‘Efendi’ arkadaş çok yakında gelecek ve kadını teselli edecektir de ondan. Kadına ilgi  gösterip onu şımartacak bir erkeği el altında bulundurmayı her kadın ister. Fedakar ve güvenilir bir arkadaş olarak ondan iyisi bulunmaz zaten. 

Ama kadının güvenini kazanmak ve ona nazik davranmak için yani ‘efendi bir adam’ olabilmek için çaba sarfeden erkeğin, kadının gözünde ‘kendine güvensiz, umutsuz ve kadının ilgisine muhtaç’ bir görüntü verdiğini bütün kadınlar bilir de hiç biri bunu 
yüzünüze söylemeyecektir. 

Çünkü ‘hoş ve fedakar’ bir arkadaşı kaybetmeyi kim ister ki? 

Ve bu zavallı adamın kendisine duyduğu saygıdan daha fazlasını kadından görmesi beklenemez. 

Kadınlar esas olarak ‘kendine güvenen’ bir partner arayışı içindedirler. İnsanın doğası böyle: bir şeyi elde etmek için ne kadar çok çaba harcarsak ona o kadar çok değer veriyoruz. Serseri çocuğun ‘hoş çocuk karşısındaki avantajı da burada yatıyor işte: O kendisine güvenli ve pervasız olduğu için kadın onun ilgisini çekmek ister. İlgisini zaten kadına yöneltmiş olan ‘efendi’ çocuğun bu rekabette şansı yok. 

Ve ‘efendi’ çocuk olmaktan sıkılan ve biraz da ‘pervasız’ adam rolünü takınarak kadınlar karşısında şansını denemek isteyen erkeklere elbette bir tavsiyemiz olacak. 

Öyle bir tavır takının ki kadına şu mesajı verin:
“Gerçekten hoş bir kadınsın, seninle birlikte olmak isterim. Ama o kadar meşgulüm ki.. Yapmam gereken o kadar çok önemli iş var ki… Üstelik hayatımda çok heyecanlı şeyler de oluyor ve onları kaçırmak istemiyorum!” 

Rolünüzü iyi oynayabilirseniz bir sonraki aşk filminde esas oğlan siz olabilirsiniz.

İyi şanslar!


Marinella & Tolis Voskopoulos - Ego Ki Esy
Türkçe altyazılı
Marie Myriam - L'oiseau et l'enfant
Türkçe altyazılı
Neşe Karaböcek - At Kadehi Elinden
İlhan İrem - Boşver Arkadaş (1974)
Şükran Ay - Kalbimi Kıra Kıra (1969)
Berkant - Samanyolu (1968)
Erkin Koray - Arap Saçı (1976)
Barış Manço - Yol Verin Ağalar Beyler

Tanju Okan - Kadınım (Orijinal görüntü)
Ali Kocatepe - Kaybolmayan Hayalin
Esin Engin - Sen Bir Meleksin
Nesrin Sipahi - Kanma Arkadaş (1969) Orijinal Plak Kaydı
Ajda Pekkan - Ne Varsa Bende Var
Tanju Okan - Ayyaş (1975)
Orijinal Plak Kaydı
Zeki Müren - Veda Busesi
Aylin Urgal - Gerisi Masal

Pazar, Aralık 17, 2017

Yeşilçam filmlerinden neden sıkılmıyoruz?


"Şu film ne zaman televizyonda oynasa izlemeden duramıyorum", "Aaa bu akşam Hababam Sınıfı varmış" repliklerini sıkça duyuyoruz. Yeşilçam filmlerini takip ediyor veya televizyonda tesadüf eseri gezinirken karşımıza çıkınca duraklıyoruz. Yerli/yabancı yeni filmleri izlemek yerine, Yeşilçam yapımlarını izlemeyi tercih ediyoruz.

Çocukluğumuzdan beri kanallar hangisini oynatırsa yetişebildiğimiz bütün Yeşilçam filmlerini izlemeye gayret ediyoruz. Taçsız Kral Yılmaz Güney'den tutun da, Bülent Ersoy'un Gülşen Bubikoğlu ile başrolünü paylaştığı filme kadar izlemişliğimiz var.

Bir filmde yardımcı erkek oyuncu veya başrol Tarık Akan ise, o filmdeki kadın oyuncular Emel Sayın, Filiz Akın ve Gülşen Bubikoğlu'dur. Ediz Hun var ise, Hülya Koçyiğit'tir. Türkan Şoray varsa, Kadir İnanır çıkar ekranda karşımıza...



"Aile Şerefi" filminde, piknik esnasında evin güzel kızını gözüne kestiren şımarık Oktay'ı hatırlarsınız...

Maddi anlamda onunki kadar yeterli bir aileye sahip olmayan ama ip atlayan evin diğer evlatları ve o dönemin gençleriyle Oktay arasında bir fark var mı?

Ayırt etmek zor olsa gerek.

Bu filmin alt metninde, "Bir müsibet, bin nasihatten evladır" sözü var.

Ailenin ne demek olduğunu anlatırken hıçkıra hıçkıra ekran başında ağlatmadık seyirci bırakmaz!



Anne sıcaklığını Adile Naşit'ten kucak kucak alıp, baba şefkatini Münir Özkul'dan hissetmeyen var mıdır aramızda?

Ayşen Gruda çoğu filminde evde kalmış, iyi niyetli saf kızı oynamaz mı?

Türkan Şoray saçının başının dağılmasına bakmadan, gözlerinden rimeller aka aka ağlayıp, bizleri de ağlatmaz mı?

Ardından Kemal Sunal gelir, o güler, o gülünce herkes gülmez mi?


Yeşilçam filmleri sosyal yaraları işler, hafif taşlama yaparak 'suçun kimde' olduğunu seyirciye bırakır, sonlarıyla insanı düşündürürdü.

Ağalık sisteminin bu kadar güzel eleştirildiği Kibar Feyzo dışında başka bir film var mı?

"Aile Şerefi" filminde, piknik esnasında evin güzel kızını gözüne kestiren şımarık Oktay'ı hatırlarsınız...

Maddi anlamda onunki kadar yeterli bir aileye sahip olmayan ama ip atlayan evin diğer evlatları ve o dönemin gençleriyle Oktay arasında bir fark var mı?

Ayırt etmek zor olsa gerek.

Bu filmin alt metninde, "Bir müsibet, bin nasihatten evladır" sözü var.

Ailenin ne demek olduğunu anlatırken hıçkıra hıçkıra ekran başında ağlatmadık seyirci bırakmaz!

Anne sıcaklığını Adile Naşit'ten kucak kucak alıp, baba şefkatini Münir Özkul'dan hissetmeyen var mıdır aramızda?

Ayşen Gruda çoğu filminde evde kalmış, iyi niyetli saf kızı oynamaz mı?

Türkan Şoray saçının başının dağılmasına bakmadan, gözlerinden rimeller aka aka ağlayıp, bizleri de ağlatmaz mı?

Ardından Kemal Sunal gelir, o güler, o gülünce herkes gülmez mi?

Yeşilçam filmleri sosyal yaraları işler, hafif taşlama yaparak 'suçun kimde' olduğunu seyirciye bırakır, sonlarıyla insanı düşündürürdü.

Ağalık sisteminin bu kadar güzel eleştirildiği Kibar Feyzo dışında başka bir film var mı?

Her film için ayrı ayrı örnek vermek ve incelemek zor.

Toplumsal konuları da bir kenara bırakalım ve repliklere gelelim...

Dilimiz sürçer ise affola, arada bir zülfiyare dokunuyoruz yeni nesil Türk filmleri için ama tam yerine rast geldiğinde manzara eklemesini de ihmal etmiyoruz.

Bir önceki dönemi anlatan filmler de vardı.

Mesela Tosun Paşa, Süt Kardeşler, Şekerpare...

Her biri kendi içerisinde bir başka durumu anlatırdı.

Güldürürdü, güldürürken düşündürürdü.

Tebessüm ettirip, aklımıza şiirler kazıyan sahneleri yok muydu?

Elbette vardı...

Öte yandan, oyuncuların her birinin canlandırdığı karakterlerle özdeşleştiği, onlara gerçekten hayat verdiği için o filmleri izlemeyi de gerçekten seviyoruz.

Türkan Şoray'ı izlerken onu değil, yarattığı karakter Sultan'ı izleriz.
Kemal Sunal'ı izlerken, kendisini değil, İnek Şaban'ı veya Tosun Paşa'yı izleriz.

Şener Şen'in yine kendisini değil, Body Ekrem'i izlettirir, atıp tutan Ziya'yı, pısırık Bahtiyar'ı izlettirir bizlere...

Yeşilçam'ın dört yapraklı yoncaları, jönleri ekranda bizleri yansıtır.
Halktan kopuk değil, halkın içindendir her biri.

Kısaca Yeşilçam'ın her hali bizden olup, her hali bizi bize anlatır.

Cumartesi, Aralık 16, 2017

Zeki Müren'in Instagram Hesabı Olsaydı Neler Paylaşırdı?

Çocukluğumuzun Kahramanları - 1 Mister NO

Rock müzik dinleyicisinin "Kimse bilmiyor" sevinci

Eskinin Adamıyla Yaratıcı Yazarlık Atölyesi - 1. Bölüm: İçinizdeki Yazarı Uyandırın

Müzik Zevkinizi Kendiniz mi Belirliyorsunuz?

Çocukluğumuzun Kahramanları - 2 Baltalı İlah Zagor

Erkin Koray'ın "Çöpçüler" şarkısı nasıl ortaya çıkmıştı?

Eskinin Adamıyla Yaratıcı Yazarlık Atölyesi - 2. Bölüm: Asparagas Nasıl Yazılır?

Unforgettables Plak Serisi

BRUCE LEE'nin Öyküsü

Eskinin Adamıyla Yaratıcı Yazarlık Atölyesi - 3. Bölüm: Sanal Bir Hikaye

Çocukluğumuzun Kahramanları - 3 KIZILMASKE

Bu videoda; Kaçak, Görevimiz Tehlike, Uzay Yolu, Doludizgin (Bonanza), Tatlı Cadı ve Komiser Columbo dizilerinin nostaljisini yapıyoruz

INTERNET Nostaljisi

Hayalet Görünce Ne Yapmalı?

Çocukluğumuzun Kahramanları 4 - Sihirbazlar Kralı MANDRAKE

Videoklipler Nasıl Ortaya Çıktı?

Yeşilçam'da Seks Filmleri Furyası

Çocukluğumuzun Kahramanları 5 - Kaptan Swing

Müzik Dinleme Alışkanlığımız Değişirken

Çocukluğumuzun Kahramanları 6 - Çelik Blek (Teksas çizgiromanı)

GIRGIR mizah dergisinin öyküsü

Gizemle Nasıl Başederiz?

Çocukluğumuzun Kahramanları 7 - Yüzbaşı Tommiks

Beatles Çılgınlığı - Müzik Tarihinde Bir Dönüm Noktası

Sosyal medyada paylaşılan matematik sorularının arkasındaki kandırmaca

Şarkı Sözlerinde Mutluluğun Formülü

DİKKAT: Bu video hassas insanlar için uygun olmayabilir

Çocukluğumuzun Kahramanları 8 - Barbar Conan

Turist Ömer Uzay Yolunda filminin öyküsü

Çocukluğumuzun Kahramanları 9 - Red Kid

Beyaz Kelebekler grubunun öyküsü

Ayla Dikmen'in öyküsü

Çocukluğumuzun Kahramanları 10 - Tenten

Eskinin Adamıyla Medya Maceraları

Eskinin Adamıyla Çizgiroman Nostaljisi- Türk çizgiroman kahramanlarına genel bir bakış

Çocukluğumuzun Kahramanları 11 - Tarkan

Bu video sohbetinde uzaylılar ve politikacılardan bahsedilmektedir. Hatta zekasına güvenenler için bir de bilmece var

Çocukluğumuzun Kahramanları 12 - Karaoğlan

'Beş Yıl Önce On Yıl Sonra' grubu

Dünyayı Kurtaran Adam filminini hatırıyor musunuz?

Plak toplamaya ve dinlemeye yeni başlayanlar için yararlı bilgiler bu videoda!

Çocukluğumuzun Kahramanları 13 - Yüzbaşı Volkan

Çocukluk arkadaşımız Pembe Panter

Magazin Nostalji - Ajda Pekkan'ın Sadece 6 Gün Süren İlk Evliliği

BEKLENEN ŞARKI Filminin Öyküsü

Barış Manço'nun 40 günlük ilk evliliği

Gazinolar: Bir Döneme Damga Vurmuş Eğlence ve Müzik Mekanları

Magazin Nostalji - Yabancı Basında Yeşilçam

ve huzurlarınızda The Muppet Show

illa ki Ferdi Özbeğen

Eskinin Adamı'nın Şimdiki Zamanla İmtihanı - Bu sohbette şiir, şarkı, videoklip.. Ne ararsanız var

Nedir Bu Nostalji Dedikleri?

Müzik - Magazin aleminde son durumlar nedir?

Çok Yorgunum, Beni Bekleme Kaptan - Cem Karaca'nın Öyküsü

Magazin Nostalji - Alaturka mı, aranjman mı? Plak mı, kaset mi?

Magazin Nostalji - Erkin Koray maçı kaybedince sahadan nasıl kaçtı? Cem Karaca gece maçına güneş gözlükleriyle çıkınca ne oldu? Barış Manço, Kurtalan Ekspresi nasıl dağıttı?

Rocky Filmlerini Nasıl Bilirsiniz?

Alkışlarla yaşar, yalnızdır piyanist - Bu bir Ferdi Özbeğen hikayesi

Ferdi Özbeğen - 1984 Şan Konseri 1. Bölüm

Ferdi Özbeğen - 1984 Şan Konseri 2. Bölüm

Cuma, Aralık 08, 2017

Anılarda Kalan YEŞİLÇAM


Ses dergisinin 16 Ekim 1971 tarihli sayısından alınmıştır

Yıllardır hep "Yeşilçam" der dururuz. Yeşilçam bir zamanlar Türk sinemasının kalbinin attığı bir sokağın adıydı... Sonra film yapımı arttı, şirketler çoğaldı, eskiden Yeşilçam Sokağı'nda bir tek odada yerleşen film şirketleri Beyoğlu'nun karşı kıyısındaki büyük, modern hanlara taşındı. Tek odaların yerini; işletmesi, deposu, müdüriyeti vesaire bölümleri olan büyük bürolar aldı. Değişmeyen sadece Yeşilçam adıydı... Şimdi Yesilçam  dediğimiz zaman sadece Emek Sineması'nın bulunduğu Yeşilçam Sokağı'nı  değil, bütün film şirketlerini sinesinde barındıran bir "ada"yı anlıyoruz. Bu yazıda, Yeşilçam'ı sizlere bir başka cephesiyle tanıtıyoruz...

Yeşilçam Türkiye'nin hayal fabrikası... Film şirketlerinin, filmcilerin  bulunduğu sokaklar... Türkiye'nin dört yanında akşam kapısı kapanan nice  evde, kızlı erkekli genç buranın hayalini kurar... İsimsizlere "şöhret",  fakirlere "para" kazandıran sihirli bir ülkedir sanki Yeşilçam... Edirne'den,  Kars'a, Samsun' dan, Gaziantep'e kadar Türkiye'nin her yerinde, her gün milyonlarca insan bu sokaklarda düşünülen, buralarda yapılan filmleri  seyreder. Yeşilçam, filmciliğin merkezidir.

YEŞİLÇAM NERESİDİR?

İstanbul'da, Beyoğlu'nda bir sokağın adıdır Yeşilçam... İstiklal Caddesi'nde  Rüya ile Lüks sinemalarının arkasındaki sokak... Sokağa girersiniz, biraz  ileride "Yeni Komedi" Tiyatrosu vardır. Sonra Emek Sineması; karşısında  da Yeni Ar Sineması... Sonra sokak ileride, taa Pesen Film'in orada aşağıya kıvrılır, dört apartman boyu devam ettikten sonra tekrar sağa  döner... Eskiden, 1945-50 döneminde bütün film şirketleri bu sokakta  imiş. Sonra, yıllar geçmiş, Yeşilçam Sokağı'ndaki film şirketleri yavaş  yavaş buradan ayrılmışlar, İstiklal Caddesi'nin öteki yanına, Kuloğlu  Sokağı'yla Ahududu Sokağı arasındaki adaya taşınmaya başlamışlar.

Bugün "Yeşilçam" dediğimiz zaman artık tek bir sokağı değil, bir semti  murat ediyoruz. İstiklal Caddesi'nde Taksim'le Galatasaray'ın tam  ortasını bulun, buradan iki tarafa 40'ar metre gidin (Ağacamii - Atlas  Sineması arası) bu noktalardan da sağa ve sola 50'şer metre içeri girin...  "Yeşilçam" bu dikdörtgendir işte. Filmciler, yazıhaneler, şirketler,  işletmeler hep buradadır. Yeşilçam, İstanbul'un en renkli, en enteresan  yerlerinden biridir... Burada hemen hemen herkes tanır birbirini. Film aleminde yardımlaşmalar burada yapılır, "kazıklar" burada atılır, dostluklar,  düşmanlıklar burada yaşanır...

Sabahın erken saatlerinde uyanır Yeşilçam... Öğleden sonra saat 15.00- 16.00 sıralarında bir hareket, bir canlılık daha gelir bu sokaklara...  Sabahleyin işe çıkan ekipler Yeşliçam'a dönerler. Sonraki saatlerde  yazıhanelerde, kahvelerde iş konuşulur, anılar anlatılır. İnsanlarıyla, insan  ilişkileri, tipleri ile bir renkli yerdir Yeşilçam…

KAHVELER YEŞİLCAM'IN İRTİBAT BÜROSUDUR

Yeşilçam dediğimiz ve Galatasaray'la Taksim arasında yer alan ara  sokaklarda kahveler çok önemlidir. Randevular bu kahvelerde verilir,  mesleki dertlerin çoğu bu kahvelerde dile gelir, prodüksiyon amirleri  filmlerde oynatmak için aradıkları karakter oyuncuları ile kavgacıların  çoğunu buralarda bulurlar. İşin enteresan tarafı kimin hangi kahveye  gittiği bellidir.

Danyal Topatan hep aynı kahveye çıkar örneğin... Onu  aradınız mı, hemen o kahveye gidersiniz. Eğer gözleriniz ona rastlamazsa  korkmayın. Ocakçı bilir o anda Danyal'ın nerede olduğunu. İsterseniz not  bırakırsınız, akşam gelince söylerler. Kahveler sinemamızda bir nevi irtibat bürosu görevi yaparlar, anlıyacağınız.

İşte "Yeşilçam kahvelerinden" iki resim... Solda üstte "Ata'nın  Kahvesi" diye bilinen yer... Rahmetli Ahmet Tarık Tekçe zamanında hep  bu kahvede, şimdi resminin asılı olduğu yerin altındaki sandalyede  otururdu. Ahmet Tarık'ın büyük fotoğrafının yanındaki iki fotoğraf ise  Ayhan Işık'la Turgut Özatay'a ait... Aşağıdaki resim yine bu kahvelerden birine ait. Kahvenin adı "Sanat Kahvesi", sahibi karakter oyuncularından Behçet  Nacar... İşte, Behçet ocağa geçmiş, bir meslektaşına çay yapıyor.

ONLAR YEŞİLÇAM'IN HER ŞEYİDİR: FERDİNANT MANUKYAN, MUAMELECİ ESKENAZİ

Sinema çevrelerinin en popüler, en ünlü ve en çok konuşulan  adamlarından biri de Ferdinant Manukyan'dır (solda). Ferdinant Manukyan, Yıldız  Film Stüdyosu'nun sahibidir, ama Yeşilçam'daki popülaritesini daha çok,  asıl işi olan "bankerliği" ile yapmıştır. "Bonkör" bir "bankerdir"  Ferdinant Manukyan. İşletmelerden toplanan senetler ona verilir, ondan  alınan nakit paralarla da filmler yapılır. Hani Manukyan sinemadan çekilse, herhalde Yeşilçam'da yıllık yapım sayısı en azından 50 film eksilir.

Bu da Yeşilçam'ın iş takipçisi Eskenazi... Eskenazi bazı formaliteleri çok iyi  bilir. Örneğin bir şirketin ham  filmleri gümrüğe geldiğinde akla hemen o  gelir ve "Muameleci Eşkenazi"  az bir ücretle işi takip eder. Gerekli  formaliteleri bir bir yerine getirir. "Bu  ne iş?" demeyin. Malum, iş bilenin  kılıç kuşananındır (solda).

YEŞİLÇAM ÇOK ERKEN UYANIR...

Yeşilçam sokaklarında hayat, tanyeri ağarınca başlar, "Sabahın Körü"  dediğimiz bir saatte yani... Saat sabahın 6'sı... Sokaklarda inlerle cinler   "çiftkale" maç yapıyor! Komedyen Cevat Kurtuluş'la eşi Meral Kurtuluş  işe gidiyor (sağda). Set Beyoğlu'nda, Sohban Koloğlu'nun platosunda... Ellerindeki   çantalarda da filmde giyecekleri kıyafetler var.

Bu resmin enteresan bir yanı daha var. Efendim, "Yeşilçam" sokağında çam falan yoktur tabii...  Sokakta "yeşillik" namına tek şey, bu fotoğrafta gördüğünüz asma  dallarıdır. Evet, şarkılara konu olan bildiğimiz üzüm asması.

AFİŞLER VE ÖTESİ

İlanlar, afişler, pankartlar... Yeşilçam sokaklarında çokça rastlanır bunlara.  Şimdi diyeceksiniz ki "Reklam yapılacaksa buralarda mı yapılmalı?" Öyle  ya, bu sokaklarda zaten hep filmciler var ve bizim filmciler - elhak -  rakiplerinin bırakın ne yaptığını, ne zaman nefes aldığını bile kollarlar! Öyle  ama bu afişlerin asıl maksadı başkadır, işletmeciler de bu sokaklardan  geçerler... Ola ki gözlerine çarpar, birinci maksat bu... İkincisi yapılan  herhangi bir filmi ilan etmek, "Ben yapıyorum, siz yapmayın! " demek...

YEŞILÇAM BURADA GİYİNİR

Mahyacı Sokak'ta, Güney, Gaye,  Uğur, Akün film şirketlerinin bulunduğu hanın alt katında, Berber  Niyazi'nin yanında meşhur gömlekçi Avni vardır. Sadece sinema artistleri değil, müzisyenler de ona diktirirler gömleklerini... Terzi  Abbas ise, gömlekçi Avni'nin kapı komşusudur. Ona da bazı rejisörlerler,  tanınmış karakter oyuncuları elbise diktiriyorlar, işte, Danyal Topatan bir elbise provasında (sağda).

IŞIKLAR TAŞINIYOR

"Dahili" sahnelerde, yani dört duvar arasında çekilen filmlerde ışık  lazımdır tabii... Özellikle set röportajlarında adına sık sık rastladığınız  "spotlar" bunlar işte. Yine Yeşilçam Sokağı'ndayız iki setçi spotları kucaklamış taşıyorlar. Bu spotlar hemen  biraz ilerde duran bir minibüse yüklenecek ve sete götürülecek (solda).

ÇAKMAKÇILAR, GAZCILAR...

Girin Ağacamii Sokağı'na, ilk sokaktan sağa sapın... Berber Niyazi'ye,  Terzi Abbas'a gitmeden 4 çakmakçı göreceksiniz burada... Bunlar da  Yeşilçam'ın çakmakçılarıdır işte... Yıldızından prodüktörüne kadar bütün  filmciler burada çakmak alır, burada gaz doldurturlar... Gide, gele  filmcilerle çakmakçılar arasında bir merhaba miktarınca  tanışıklık bile  doğmuştur... İşte, Tanju Gürsu, çakmakçı Mikail'e gaz doldurtmuş sohbet  ediyor (sağda).

YEŞİLÇAM'IN ALTINLARI...

Büyük yazıhanelerde prodüktörden başka bir işletme müdürü, bir  muhasebeci ve iki-üç eleman bulunur. Yine buralarda filmlerin saklandığı  bir depo vardır, bir de bu depoya bakan "Depocular"... Eski, yeni bütün  filmler burada saklanır. Bir haftalığına ya da birkaç günlüğüne bir  sinemaya film kiralandı değil mi? Depocu hemen "depoya" girer. Filmi  çıkarır, afişini, lobisini, fotoğraflarını paket eder.

Soldaki fotoğraf Metin Film'in deposunda çekildi. Depocuyla yardımcısı  "takviye" olarak verilen (yani asıl filmin yanında ikinci film olarak  oynayacak eski) filmi çıkarıyor.

Yeşilçam'dan bir kesit... Ahududu sokağıyla Alyon Sokak'ın kesiştikleri  nokta... Bir han... Hanın altında bir "bar" var... Üst kattaki film  şirketlerinin tabelaları iki yana asılmış... Hanın hemen yanında, açıkta, bir  kundura tamircisi var... (O, fotoğrafta gözükmüyor) "Açık hava manavı"  da sokağın öte yanını tutmuş. Hanın yanındaki berber ise birçok ünlü  yıldızın ve filmcinin saç-sakal problemlerini hallettikleri yer. Soldaki  fotoğrafta Selim Soydan saç-sakal traşını olmuş, berberden çıkarken  görülüyor.

ANTİKACI ARTİST

Özsüt Muhallebicisi'nin hemen yanından sağa sapın, bir "antikacı"  göreceksiniz. Yesilçam sokağındaki bu dükkan, Yaşilçam'ın karakter  oyuncularından Haydar Karaer'e aittir, işte, Karaer sabah sabah dükkanını  açmış, kapının önüne iskemlesini atmış, gazetesini okumaya başlamış (sağda).

YEŞİLÇAM'I DOYURANLAR

Her şey iyi hoş ama, Yeşilçam sakinleri yemek meselesini nasıl hallediyor?  Bu sorunun cevabı da yandaki resimlerde gizli... Soldaki resim Bap  Cafeteria'da çekildi... Genellikle rejisörler prodüktörler ve o gün  Beyoğlu'nda işi olan yıldızlar burada yemek yerler, işte Suphi Tekniker,  prodüktör Kadri Yurdatap, Orhan Aksoy ve Cafeteria'nın  iki ortağının  arasında Ertem Eğilmez. Bir taraftan taam ediyorlar, bir taraftan da  sinemalarda oynayan filmlerden, çevrilmesine başlayan filmlerden  konuşuyorlar...

Sağdaki resimde karakter oyuncusu Adnan  Mersinli, Alyon Sokağı'ndaki  seyyar köfteciden köfte ekmek alıyor...

Aşağıdaki resim yine Yeşilçam'ın  "tam merkezlerinden" biri... Fatma  Girik, rejisör Duygu Sağıroğlu ve Kadri Yurdatap, Hacı Salih'te... (Yurdatap  bir öğünde iki yemek yemiyor tabii, resimler ayrı günlerde çekildi.)

Akşam kahvaltısı meselesini de "börekçi" halleder. 16-18 arasında Yeşilçam dediğimiz  mıntıkadaki bütün sokakları dolaşır, kendi yaptığı börekleri satar...

YEŞİLÇAM'IN "ARTİST" MİNiBÜSLERİ...

Her şirket film yapımı sırasında bir minibüs kiralar... Artistler, setçiler bu  minibüslere binip işyerine giderler. Spotlar, reflektörler minibüsün üstüne  konup nakledilir,  işe gidiş ve gelişlerde bu minibüslerin tadına doyum  olmaz... Filmciler arasında şaka, espri gırla gider. Haa, minibüslerin bir  yararı daha var. Bazen, daha doğrusu gerektiği zaman, bu minibüsler de  filmde rol alırlar... Eh, şaşmamalı: Filmcilerin minibüsü de filmci olur...

YEŞİLÇAM ECZANESİ

Burası bir eczane... Yeşilçam Sokağı'nın bir sokak ötesinde ve İstiklal  Caddesi'ne şöyle böyle 40-50 metre mesafede. Eczane de, bulunduğu  mıntakaya verilen adı almış. Tabelasını gelin, hep birlikte okuyalım: "Yeşilçam Eczanesi "... Evet, burası da, bu eczane de Yeşilçamlı.

15 YILDIR BU SOKAĞIN KAHRINI ÇEKİYOR

Sağda tasvirini gördüğünüz kişi, Yeşilçam'ın en "birinciye" ayakkabı boyacısı Ali Ağabey'in yeridir. Ali Ağabey İstanbul'a ilk geldiği  zaman aşağıda, Yeşilçam Sokağ'ında imiş. Zaman geçip de filmciliğin odak  noktası Alyon Sokağı'na kayınca o da nakli mekan eylemiş, buraya  gelmiş. Yıldızlar, rejisörler, prodüktörler ve sair filmciler Ali Ağabey''e  ayakkabı boyatmayı "uğur" sayarlar. Üstelik gerçekten iyi boyar Ali  Ağabey... Hoş sohbet adamdır da üstelik. Yeni yıldız adaylarının ayakkabılarını boyarken, "Aferin size" der, "Ali Ağabey'e ayakkabı  boyatmayan yıldız olamaz!"


(Ses Dergisi - 16 Ekim 1971)

Salı, Aralık 05, 2017

Bundan 20 Yıl Önce Hayatımızın Gündemindeki 18 Konu

Zaman hızla akıp geçiyor! Her şey o kadar çabuk değişiyor ki, insan ancak geriye dönüp baktığında bu hızın farkına varıyor. Biz biraz 1998 yılına gittik. Bundan 20 küsur yıl önce seyrettiğimiz, ilgilendiğimiz, kısaca gündemimizi oluşturan şeyler ne kadar farklıymış meğer...

1. Şener Şen ve Türkan Şoray'ın başrolde oynadığı, içimizi sıcacık ısıtan İkinci Bahar dizisini seyretmek için saatleri sayıyorduk.


Hala daha aramızda Samatya'yı görmeyenler var ama sanki biz de onlarla aynı mahallede yaşıyorduk. Ozan Güven'in o tıfıl hallerini hatırlayanlar burada mı?

2. Nokia'nın çıkardığı ilk antensiz telefon olan 3210'u, teknolojinin geldiği son nokta zannediyorduk.


Fakat taş gibi de telefondu. Telefona 5 saniye bakınca otomatikman yılan oyunu oynuyorsunuz zaten.

3. Ragga Oktay'ın "Çukulata Kız" şarkısında ne dediğini anlamaya çalışırken göbeğimiz çatlıyordu ama bir yandan da söylemeye çalışıyorduk


Şarkının adı "Çukulata Kız" olarak geçiyor ama siz öyle yazmayın; doğrusu "çikolata" tabii ki. i ma ma mama mimi mol!

4. Demet Akalın ve İbrahim Kutluay'ın düğünlerinin ne zaman olacağını hep birlikte merak ediyorduk.


"Bize neyse?" dediğinizi duyar gibiyim. Gerçekten de bize neydi, bize noluyordu? Magazin işte... O zamanlar hiç bitmez gibi yaşanan bir ilişkinin tanıklarıyız. Resmen tarihi eser olduk ha!

5. Acun Ilıcalı'nın Dünya Kupası için Fransa'dan bildirmediğini, gerçekte İstanbul Moda'da olduğunu bilmiyorduk


Canlı yayını seyredenler de saf saf dünya kupasıyla ilgili gelişmeleri dinliyordu. Zaten o zaman "Acun kim ya?" diyenlerin sayısı bir ülke kuracak kadar fazlaydı.

6. Gönlümüzün bir tanecik sempatiği Gökhan Semiz'i bir trafik kazasında kaybettiğimize inanamamıştık


Grup Vitamin'in vokali ve beyni olan adamdı o. Henüz 29 yaşındayken aramızdan ayrıldığını duyunca hiçbirimiz inanmamıştık. Şimdi hayatta olsaydı, Türk pop müziğine yön verecek kadar başarılı işler yapardı kesinlikle.

7. İlginç ceketiyle Tarkan'ın Şımarık şarkısında danseden bir adam sayesinde Titan Saadet Zinciri şebekesinen haberdar olduk.


Unutulmayan videolar arasına girecek cinsten bir videoydu kesinlikle. Fonda "Şımarık" çalıyor, elinde puro olan bir adam dünyanın en ilginç ceketiyle dans ediyor...

8. ABD başkanı Bill Clinton ve stajyer Monica Lewinsky'nin oval ofis maceraları kulağımıza gelmeye başlamıştı


Skandal gibi skandal! Sıkıcı dış politika konularının içine serpilmiş bir damla magazin hepimize nasıl da iyi gelmişti.

9. Microsoft'un en "baba" yazılımı olarak kabul ettiğimiz Windows 98 piyasaya sürülmüştü


Ve indirmek zorunda kalmıştık, ne kadar da şaşırmıştık yeniliklere? Şimdi bakınca o kadar basit geliyor ki...

10. Dertli gönüllerin sabırsızlıkla beklediği, umut dünyasının kapılarını aralayan Viagra eczanelerde yerini almıştı


Bütün eczanelerin vitrinine "VİAGRA GELDİ" yazan kağıtlar asıldı; amcalarımız, dedelerimiz ikinci baharlarını yaşamak için komşunun çocuğunu gönderip aldırdı.

11. Dolar kurunun ortalaması alış 260.974,37 TL, satış 262.232,98 TL olarak açıklanmıştı


Eski parayla düşünün. Hey gidi...

12. Cem Yılmaz'ın kült filmler listesine girecek olan ilk filmi "Her Şey Çok Güzel Olacak" vizyona girmişti


"Bir, barı açıyorum. İki, Ayla'yla aramı düzeltiyorum. Üç, babamı da yanıma alıyorum. Olay bitmiştir!"

13. Eurovizyon'da Tüzmen'in "Unutamazsın" şarkısıyla 25 ülke arasından 14. olmuştuk


O da Almanya 12 puan verdi diye. Onu da alamazsak iyice diplere doğru gidiyorduk.

14. Bülent Ersoy, bir tanecik sevgilisi Cem Adler beyefendi ile nikah masasına oturmuştu


Sonra boşandılar tabii. Hatta Adler, kendisini bu evlilik için annesinin zorladığını söylemişti.

15. Galatasaray ve Beşiktaş arasında gerçekleşen maçın galibi Beşiktaş olmuştu ve Türkiye Kupası'nı evine götürmüştü


Beraberlikle biten maç penaltılara uzadı ve galip Beşiktaş oldu. Fakat hepsinden önce, gerçekten seyredilmesi gereken zevkli bir maçtı. Şimdikiler gibi değildi yani...

16. Medya sektörünün dev ismi Cem Uzan, kardeşiyle evli olan Yeşim Salkım'ın boşanması için ilginç bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti


Öyle böyle ilginç değil hem de!

17. Gözlerimiz kör olana kadar Cine 5'in şifreli yayınından olanı, biteni çözmeye çalışıyorduk


"Ay burası şeyi galiba... Aaa napıyolar bak bi bak"

18. Huysuz Virjin'in mükemmel şov programını seyrediyorduk ve hiçbirimizin bu program sebebiyle genel ahlakı ve gelişimi bozulmadı.


Huysuz Virjin'i seyrettikten sonra kadınlara saldıran, çocuklara zarar veren, hayvanları hırpalayan, başkasının hakkını yiyen insanlar olmadık hiçbirimiz. Hayatımızın en güzel dönemlerinden biri Huysuz Virjin'i seyrettiğimiz zamanlardı hatta!

Pazartesi, Aralık 04, 2017

Peri Masalı Gibiyken Skandallarla Devam Eden Bir Hayat: EBRU GÜNDEŞ

Tanıdığımız günden beri magazin gündeminden düşmeyen bir isim o. Ancak son günlerde şarkıları değil, eşi Reza Zarrab'ın tutukluluğu ile gündemde. Onunki peri masalı gibi başlayan bir hikaye; içinde şans, ihanet, ayrılık ve şöhret de var...

Yıllar önce hayatımıza giren bu genç ve minyon kadının, Türkiye'nin gündemindeki isimlerden biri olacağını hiç tahmin etmemiştik.

Yıllar önce hayatımıza giren bu genç ve minyon kadının, Türkiye'nin gündemindeki isimlerden biri olacağını hiç tahmin etmemiştik.
Büyük ihtimalle kendisi de bilemezdi. Ekranlara ilk çıktığında 18 yaşını yeni bitirmiş genç bir kızdı. Sanat kariyeri ise daha yeniydi çünkü o aslında eğitimini yarıda bırakmış bir konfeksiyon işçisiydi.

Şansın nereden geleceği belli olmaz. Onun şansı da, Raks Neşe Müzik'in ortaklarından Neşe Demirkat ile tanışmasıyla döndü.

Şansın nereden geleceği belli olmaz. Onun şansı da, Raks Neşe Müzik'in ortaklarından Neşe Demirkat ile tanışmasıyla döndü.
Öğretim hayatını yarıda bırakmış bir konfeksiyon işçisiyken Neşe Demirkat'la tanışması, onun için adeta bir milat. Şarkı söylemeye ilk olarak Emel Sayın'ın vokalistliği ile başladı. Yavaş yavaş patlamaya hazırlanıyordu.

Televizyonu açanlar, karşılarında küt saçlı, kâküllü bir kızın "Demir Attım Yalnızlığa" şarkısını söylediğini görüyorlardı ama bu kızın kim olduğunu bilmiyorlardı.

Televizyonu açanlar, karşılarında küt saçlı, kâküllü bir kızın "Demir Attım Yalnızlığa" şarkısını söylediğini görüyorlardı ama bu kızın kim olduğunu bilmiyorlardı.
Ekranlarda sürekli bu şarkıyı söyleyen minyon bir kız vardı ama kimdi? Daha sonra Ajda Pekkan'ın "Tanrı Misafiri" şarkısını da ondan duymaya başlamıştık. İlk albümü olan "Tanrı Misafiri" çıktığında yıl 1993'tü ve Ebru Gündeş henüz 19 yaşındaydı.

İsminin duyulmasıyla birlikte eş zamanlı olarak bir magazin figürü haline de gelmeye başladı. İlk haber, babasını küçükken kaybettiği ve zorluklar içinde büyüdüğünü açıklamasıydı.

İsminin duyulmasıyla birlikte eş zamanlı olarak bir magazin figürü haline de gelmeye başladı. İlk haber, babasını küçükken kaybettiği ve zorluklar içinde büyüdüğünü açıklamasıydı.
Hatta babasının mezarına giderek dua etmesi de yine magazin gazetecileri tarafından fotoğraflanmıştı.

Fakat Ebru Gündeş'in babasının hayatta olduğu daha sonra ortaya çıktı.

Fakat Ebru Gündeş'in babasının hayatta olduğu daha sonra ortaya çıktı.
Remzi Gündeş, Ebru henüz 4 yaşındayken evi terk etmişti. O günden bu yana da baba kız hiç görüşmemişlerdi. Ebru Gündeş'in babası ile arasında pek fazla bağ yoktu. Ancak 2016 yılında Ebru Gündeş'in, zor durumda olan babasına bir dükkan alarak yardım ettiğini de daha sonra duymuştuk.

Özel hayatı ile ilgili çıkan ilk magazin bombası da 16 yaşındayken yaptığı evliliği oldu.

Özel hayatı ile ilgili çıkan ilk magazin bombası da 16 yaşındayken yaptığı evliliği oldu.
Ebru Gündeş tekstil işinden sonra düğün salonlarında şarkı söylemektedir. Yine bir düğüne, solist olarak katılır ve Hamdi Vardar isimli adam, Ebru'yu beğenip ailesinden istetir. Bu evlilik aslında 1,5 ay sürer ama boşanmaları 2 yıl bulur. Evliliğin haber olma sebebi ise Ebru Gündeş'in "Ben daha önce hayatımda hiç flört etmedim" açıklaması olarak gösterilir.

İkinci albümü "Ben Daha Büyümedim" ile şarkıcılıktan öteye geçip dizi oyunculuğuna da başladı.

İkinci albümü "Ben Daha Büyümedim" ile şarkıcılıktan öteye geçip dizi oyunculuğuna da başladı.
Albümün hit şarkısı "Fırtınalar"ı unutmak mümkün değil elbette. 1995 yılında çıkan albüm, Gündeş'e şöhret ve yeni bir aşkın kapılarını açtı. Dizideki rol arkadaşı Kerem Alışık ile doludizgin aşk yaşamaya başladı.

Serdar Ortaç'la kan kardeşi kadar yakın dost olmaları da yine bu döneme rastlıyor.

Serdar Ortaç'la kan kardeşi kadar yakın dost olmaları da yine bu döneme rastlıyor.
"Sen Allah'ın Bir Lütfusun" albümünde birlikte çalışan Serdar Ortaç ve Ebru Gündeş, birbirinden ayrılmayan ikili olmaya başlamışlardır. Bu albüm sayesinde Ebru Gündeş, En İyi Kadın Şarkıcı ödülünü de evine götürmeyi başarmıştır.

Hakan Altun ile olan birlikteliği, aşk hayatınındaki arayışların bittiğini gösteriyordu; ta ki...

Hakan Altun ile olan birlikteliği, aşk hayatınındaki arayışların bittiğini gösteriyordu; ta ki...
Hizmet görevlisi olayı yaşanana kadar. İddiaya göre Ebru Gündeş, Hakan Altun'la yaşadığı eve Ukraynalı bir yardımcı alıyor. Bu kadına da Hakan'ın yaptıklarını kendisine rapor etmesini tembihliyor. Hatta ve hatta ona kur yaparak, tepkisini ölçmesini de istiyor. Hakan Altun da durumu anlayınca ilişkiye son veriyor.

Albüm tanıtımı sırasında kameraların önünde geçirdiği beyin kanaması ise hayatının en önemli dönüm noktalarından birisi.

1 Aralık 1999 tarihinde "Dön Ne Olur" albümünün tanıtımı, basın mensuplarının karşısında gerçekleşirken kimsenin beklemediği bir şey oldu. O ana kadar neşeli ve sağlıklı olduğu gözlenen Ebru Gündeş, aniden yere yığıldı. Hastanede Güneş'in beyin anevrizması geçirdiği anlaşılmıştı.

Ve şarkılarla intikamların alındığı, arap saçına dönen bir ilişki: Şebnem Ferah'ın sevgilisi Süha Yavuz, Ebru Gündeş ile birlikte

Ve şarkılarla intikamların alındığı, arap saçına dönen bir ilişki: Şebnem Ferah'ın sevgilisi Süha Yavuz, Ebru Gündeş ile birlikte
Ebru Gündeş, yeni albümünü yapımcı Süha Yavuz'un şirketinden çıkartmaya hazırlanırken aynı zamanda yeni bir aşkın fitilini de belki farkında olmadan ateşliyor. O dönem Şebnem Ferah ile birlikte olan Süha Yavuz, Şebnem için karısından ayrılıyor. Finlandiya tatilinden dönen Şebnem ve Süha, aynı evde yaşamaya başlıyorlar. Birkaç ay sonra da Ebru Gündeş ve Süha Yavuz birlikte olmaya başlıyor, hatta Ebru evlenme teklifi aldığını da magazincilere söylüyor.

Daha önce bir dargın bir barışık olduğu eski sevgilisi Avukat Ömer Durak'la sürpriz bir şekilde evlendi.

Daha önce bir dargın bir barışık olduğu eski sevgilisi Avukat Ömer Durak'la sürpriz bir şekilde evlendi.
Fakat bu evlilik de uzun sürmedi. Ömer Durak ve Ebru Gündeş, 4 ay evli kaldıktan sonra evlendikleri hızla boşandılar.

Popstar Alaturka yarışmasının jüri üyesi olarak ekranlara çıkana kadar aşk hayatıyla ilgili eskisi gibi hızlı bir grafik yoktu.

Popstar Alaturka yarışmasının jüri üyesi olarak ekranlara çıkana kadar aşk hayatıyla ilgili eskisi gibi hızlı bir grafik yoktu.
Programın yapımcısı ve sunucu Osmantan Erkır ile birlikte olduğunu biliyorduk sadece. Program esnasında sevgililerin flörtleşmesine de ara ara tanık oluyorduk.

Hayatını değiştirecek karar ise yine bir aşkla geldi: Reza Zarrab ile olan birlikteliği

Hayatını değiştirecek karar ise yine bir aşkla geldi: Reza Zarrab ile olan birlikteliği
2008 yılında başlayan ilişki o kadar detaylı ki, içinde aşk, ihanet, beste, yeni albüm gibi ilginç etkenler var. Bunların hepsini aşağıdaki içeriğimizde anlatmıştık.

2011 yılında ise Ebru Gündeş'in her zaman dile getirdiği çocuk özlemi son buldu; kızı Alara dünyaya geldi

2011 yılında ise Ebru Gündeş'in her zaman dile getirdiği çocuk özlemi son buldu; kızı Alara dünyaya geldi

Eşinin verdiği hediyeler, mutlu bir evlilik ve kavuştuğu çocuk özlemi, onun hayatının ne kadar yolunda gittiğini gösteriyordu aslında.

Ta ki eşi Reza Zarrab'ın adı, yasa dışı işlere karışana kadar.

Bugünlerde ise eşi Reza Zarrab'dan boşanmak için hazırlandığını biliyoruz.

Bugünlerde ise eşi Reza Zarrab'dan boşanmak için hazırlandığını biliyoruz.
Tutuklu Reza Zarrab'ın mal varlığına el konulmuştu hatırlarsanız. Ebru Gündeş ise bu karardan etkilenmedi çünkü nikahtan önce Zarrab ile evlilik sözleşmesi yapmışlardı. Bu arada Ebru Gündeş'in abisiyle birlikte sahip olduğu bir besi çiftliği de var.
Bakalım bundan sonra neler olacak?